3 Ocak 2008 Perşembe

Stardust (Yıldız Tozu)



Dunstan'ın (küçüklüğü Ben Barnes, büyük hali Nathaniel Parker) yaşadığı köyün hemen dışında bir duvar vardır. Bu duvarın başında her zaman bir bekçi bulunur ve kimseyi duvarın öbür tarafına geçirmemekle görevlidir.

Bir gün Dunstan duvarın öbür tarafını merak eder ve bekçiyi atlatarak duvarın diğer tarafına geçer. Burada değişik insanlar ve değişik eşyalarla dolu başka bir köy vardır.Dunstan tezgahların birinin önünde durur ve Una'yla (Kate Magowan) tanışır. Una ona bir çiçek verir ve karavana alır.

Dunstan ordan ayrılırken Una'nın diğer tarafın kralının kızı olduğundan ve tezgahın sahibi Ditchwater Sal tarafından tutsak alınarak köle yapıldığından habersizdir.

Dunstan kendi köyüne geçtikten 9 ay sonra kapısı çalınır. Bir sepet içinde minik bir bebek gelmiştir duvarın öbür tarafından. Bu, Dunstan ve Una'nın oğlu Tristan'dır (Charlie Cox). 

Aradan yıllar geçer, Tristan büyür ve Victoria'ya (Sienna Miller) aşık olur. Ama köyün zenginlerinden biri daha aynı kızı sevmektedir. Tristan Victoria'ya duygularını açar ve onun için yapamayacağı şey olmadığını söyler. Tam da o anda bir yıldız kayar. Tristan Victoria'ya olan aşkını kanıtlamak için kayan yıldızı kıza getireceğine dair söz verir ve eve gider. Babası Dunstan'a duvarın öbür tarafına geçmek istediğinden bahsetmek zorunda kalınca babasının da daha önce bunu denediğini ve hatta annesinin diğer taraftan olduğunu öğrenir. Dunstan ona annesinden kalan bir mektupla çiçeği verir. Mektubun içinde bir de siyah mum vardır. Mektupta yazana göre mum yakıldığında insanı en hızlı şekilde düşündüğü yere götürebilecektir. Tristan mumu yakar ve birden kayan yıldızın yanında bulur kendini.

Yerde kocaman bir çukur, çukurun içinde de Yvaine (Claire Danes) vardır. Kayan yıldız Yvaine'dir ama Tristan'ın bundan haberi yoktur. Onun dünyasında böyle fantastik şeyler olmaz çünkü :)

Yvaine'in yıldız olduğunu anladığında onu kendine bağlar ve eve doğru yola koyulur.

Bu arada fantastik şeylerle dolu köydeyse kayan yıldız görülmüş ve birçok kişi onu bulmak için yola koyulmuştur. Bunlardan en tehlikesi Lamia'dır (Michelle Pfeiffer) . Lamia ve kardeşleri gençleşmek ve
ölümsüz olmak için yıldıza ihtiyaç duyarlar. Ellerinde son yakaladıkları yıldızdan kalan parçaları Lamia yer ve gençleşerek yeni yıldızı yakalamak için yola çıkar. Lamia bir cadıdır ve güçleri vardır. Niyeti yıldızı yakalayıp kardeşleriyle birlikte yemektir.

Köyün kralıysa ölmek üzeredir ve tacı oğullarından kime vereceği belli değildir. Ölmeden önce son yaptığı şey boynundaki kolyeyi çıkarıp atmak ve rengini yerine getirebilecek varisin kral olacağını söylemek olmuştur. Daha önce krallık yarışında 7 oğlunun 3'ü ölmüş, geriye 4 oğlu kalmıştır. Bunlar da kolyeyi bulmak için yola 
çıkarlar. Bu arada herkes birbirinin kuyusunu kazdığından birer birer ölürler :)

Tristan ve Yvaine eve dönüş yolunda cadılarla, korsanlarla (Robert De Niro) ve varislerle karşılacak ve epey maceralı bir yolculuk yaşayacaklardır.

Sonunda ne mi olur?

Tristan gerçek aşkı bulur ve onun sonsuza dek parlamasına neden olur :) Cadılar ölür, korsanlar yıldırım toplamaya devam ederler..

6 Kasım 2007 Salı

Inside Man

Dalton Russel (Clive Owen) bir hücreden seslenir bize. Kim, nereden, nasıl, ne zaman gibi tipik sorulara bir bir cevap verirken söz nasıl'a geldiğinde zamanda geri gideriz..

Büyük bir bankada insanlar sıra beklerken boyacı kılığındaki Dalton ve 3 arkadaşı bankaya girerler. Kimsenin dikkatini çekmeden kameraları etkisiz hale getirir ve işe başlarlar. Önce kapıları kilitler sonra silahları çıkarırlar. Herkes bir anda panik olsa da onlara söylenen her şeyi yaparlar.

Dalton ve arkadaşları önce bütün banka çalışanlarını ve müşterileri kasa önünde toplar ve onları soyar. Maksat kendileri dahil herkese aynı kıyafeti giydirmek ve polisi şaşırtmaktır..

Bu arada Dedektif Keith Frazier (Denzel Washington) da adamlarını toplayıp olayı çözmeye çalışmaktadır. Dalton'la telefonda konuşur ve isteklerini öğrenir: Bir uçak, iki otobüs, benzin vs.

Dalton'un verdiği zaman tükenip de istediklerini temin edemeyince Detektif Frazier Dalton'la bir daha konuşur. Süre uzar. Detektif Frazier bundan şüphelenir. Dalton'un istekleri konusunda çok da acele etmediğini farkeder ve bunu anlamak için içeri girmeye karar verir.



Dışarı çıktığında fikri hala değişmemiştir. Dalton zaman kazanmaya çalışmaktadır. Ama neden?

Bütün bunlar olurken bankanın sahibi Mr. Case (Christopher Plummer) endişelidir. Ama para için değil kiralık kasası için. Kasada herkesten sakladığı bir şey vardır ve onun için çok önemlidir. Kasayı kimse görmeden ordan çıkarması gerekmektedir. Bunun için Madeleine White'ı (Jodie Foster) tutar. Madeleine tanıdığı kişilerin gücünü de kullanarak Dalton'la konuşur ve bankaya girer. Konuşmaları boşa çıksa da gerçek açığa çıkmış ve Mr. Case'in sakladığı şeyi öğrenmiştir.
Detektif ve ekibi içerde konuşulanları duymak için bankaya gönderdikleri pizza kutularının içine ses kayıt cihazı koyarlar. Ancak duydukları şey eski Arnavutluk Başkanının kaydedilmiş sesinden başkası değildir.

Dalton'sa dışarı bıraktığı rehinelerden birinin eline verdiği notun içine sakladığı cihazla detektif ve ekibinin bütün planlarını duyar. Frazier bunu geç de olsa farkeder ama sorumlu polis şefi Captain John Darius (Williem Dafoe) Fraizer'ı dinlemez ve ekiple birlikte içeri girmeye çalışır. O anda bankanın kapısı havaya uçurulur ve rehineler dışarı kaçışmaya başlarlar. Polislerin içeri girmek üzere olduğunu öğrenen Dalton'sa çoktan planını yapmış ve uygulamaya koymuştur. 3 arkadaşı da rehineler arasına karışmış ve kendilerini kurtarmıştır. Dalton'sa ortada yoktur.
Bütün bina aransa da Dalton bulunamaz. Rehinelerin sorgusundansa bir şey çıkmaz çünkü herhangi biri doğru ya da yalan söylüyor olabilir. Üstelik bankadan da hiçbir para çalınmamıştır. Yani ortada ne suçlanacak kişi ne de suçlanabileceği bir şey vardır.

1 hafta sonra büyük bir araba bankanın önünde park etmiş beklemektedir. Dalton'un arkadaşları arabadadır ve Dalton'u beklerler. O bankadan hiç çıkmamış, kasanın yanındaki arşiv odasına kolaylıkla kurdukları minik bir hücrede 1 hafta kalmıştır. İlk başlarda zaman kazanmalarının sebebi budur. O hücreyi inşa etmek. Her şey planladıkları gibi gitmiştir. Baştan beri amaçları da bankadaki parayı değil Mr. Case'in kiralık kasasını açmaktır. Kasadaki elmaslarla gizli dosyayı alır ve bankadan ayrılırlar..

2 Kasım 2007 Cuma

Shrek The Third

Kahramanımız Shrek, benim kahramanım eşşek bu filmlerde, ve Fiona bir süreliğine Fiona'nın annesi ve babasıyla yaşamaya gelmiştir. Fiona'nın babası Kral Harold hastadır ve ölmek üzeredir ve tabi hala kurbağadır. Son nefesini verirken Shrek'e krallığın başına geçmesini söyler. Shrek tabi ki böyle bir şeyi istemez ve hemen bataklığına geri dönmek ister. Bunun için bir şansı da vardır. Harold'un bir oğlu daha vardır ve o da varis olabilir. Onu bulmak ve ikna etmek de Shrek ve yol arkadaşları eşek ve kediye düşer.
Yol hazırlıkları yapılır, eşek ejdarhadan olma ejderşekleriyle vedalaşır ve gemiye binerler. Fiona'nın bir sıkıntısı vardır ama bir türlü söyleyememektedir. Gemi limandan uzaklaşırken bağırır hamileyim diye. Shrek bunu duyup el sallar Fiona'ya. Ama iyice uzaklaşıp da uykuya yatınca bebeklerle ilgili kabuslar görmeye başlar :)

Varis Artie'yi okulunda bulur ve onu yanlarına alırlar. Bu arada Prens Charming de Çok Çok Uzak Ülkeyi ele geçirmiş, Prenses Fiona'yı, annesini ve çay arkadaşlarını, Rapunzel, Pamuk Prenses falan, tutsak etmiştir.

Shrek ve diğerleri ülkeye döndüklerinde bu işe hemen bir son verirler. Artie kral olur, Shrek ve Fiona da bataklıklarına döner bebekleriyle mutlu mesut yaşarlar.. :)

1 Kasım 2007 Perşembe

Ratatouille

Remy sevimli mi sevimli, koku duyusu çok gelişmiş, yemek bağımlısı minik bir faredir. Kalabalık ailesiyle birlikte yaşadıkları evde çerçöp yemek yerine mutfaktan aşırdıkları ve öğrendikleriyle kendine özel yemekler yaparak onları yemeyi tercih eder. Ama bir gün evin sahibi onu görür ve evde savaş başlatır :) Bütün sülale kaçar. Remy ise hayranı olduğu büyük İtalyan usta Gusteau'nun "Anyone can cook (Herkes yemek yapabilir)" başlıklı yemek kitabını da almaya çalıştığı için arkada kalır ve ailesinin peşinden gitse de onlara yetişemez.
Tek başına düştüğü kanalizasyonda mutsuzca dolanırken Gusteau'nun ruhu ona seslenir ve onu doğru yola yönlendirerek tam da Gusteau'nun restoranına götürür.

Gusteau ölmüştür ve restoranının hayran olunacak ünü sönmek üzeredir.. Herkesin kortkuğu yemek eleştirmeni restoran hakkında sürekli kötü şeyler yazmaktadır.

Ama işte kahramanımız Remy tam da bu noktada restoranla tanışır. Başta kaçmaya çalışsa da onunla aynı günde restorana düşen Linguini ile aralarında bir dostluk gelişir ve kimseye çaktırmadan birlikte yemek pişirmeye başlarlar. Bu arada herkes Linguininin, aslinda Remy'nin, yemeklerine bayılır.

Sonunda Remy kendini kanıtlar ve herkese sevdirir. Linguini'nin de Gusteau'nun oğlu olduğu ortaya çıkar ve restoran ona kalır. Eleştirmen de Remy'nin yaptığı Ratatouille yemeğini yiyerek çocukluğunda tattığı lezzetleri hatırlar ve restorana tam not verir :)

30 Eylül 2007 Pazar

Hostel : Part II

Beth (Lauren German), Whitney (Bijou Phillips) ve Lorna (Heather Matarazzo) resim kursu ya da dersi alan öğrencilerden üçüdür. Beth ve Whitney yakın arkadaştır. Lorna'ysa çekinik bir tiptir. Bayan modelleri Axelle (Vera Jordanova) güzel ve alımlıdır.

Beth ve Whitney Prag turu yapmak isterler. Beth Lorna'ya da geziden bahsetmek ve onu davet etmek zorunda kalır. Üçü birlikte trene biner ve trende Axelle ile karşılaşırlar. Trendeki abuk subuk olaylar sonucunda Axelle de kızların kompartımanına gider ve onları Prag yerine Slovakya'da her sene gittiği kaplıcalara gitmek için ikna etmeye çalışır. Kızların da morali bozuk olduğundan bunu kabul eder ve Axelle'in rehberliğinde kalacakları otele kadar giderler.

İlk günün akşamı festivale katılırlar. Festivalde çok nazik biriyle karşılaşan Lorna sandal yolculuğuna çıkar. Ancak geri dönemeyecektir..

Beth ve Whitney otele geri dönerken Axelle Lorna'yı beklemek için festivalde kalır. Ertesi gün Lorna hala dönmemiştir ama kızlar güvende olduğunu düşünerek kendi eğlencelerine bakarlar. Sıcak havuzda yüzerken birden etraf sessizleşir. Beth koca yerde tek başına olduğunu farkeder. Whitnet festivalde tanıştığı adamla daha önceden gitmiştir. Beth korkmaya başlar ve havuzdan çıkar. Birden etrafında siyah giyimli adamlar belirir. Beth kaçmaya çalışır ve ormana gider. Burda sokak çocuklarının saldırısına uğrar ve Axelle ile birlikte gelen Sasha sayesinde çocuklardan kurtulur. Axelle Beth'i Sasha'nın evine götürür ve onu giydirir. Dinlenmesini söyleyip odadan çıktığında Beth siyahlı adamların eve girdiğini görür. Aslında Axelle de onlarla birliktedir. Beth yine kaçmaya çalışır ama yakalanır.

Bir odaya götürülmüş ve bağlanarak bir sandalyeye oturtulmuştur. Arkadaşı Whitney ise yan odada çığlık çığlığa bağırmaktadır. İki genç kızın karşısında onları öldürmek için para ödeyen iki adam vardır.


Axelle'in görevi bu ekibe insan getirmektir. Kızları götürdüğü otele kadar her şey önceden ayarlanmıştır. Sasha ise bu grubun başıdır.

Beth gözleri açıldığında karşısında Stuart'ı (Roger Bart) bulur. Stuart'la tesadüfen festivalde tanışmıştır ve onu karşısında görünce şaşırır. Stuart Beth'i kurtaracağını söyler önce. Ama sonra bu işten zevk aldığını farkeder ve Beth'i çözmez. Stuar güç peşindedir. Beth bunu anlayınca onun suyuna gider ve ellerini çözdürmeyi başarır. Bu sayede Stuart'tan kurtulup onu bağlamayı başarır. Ancak odadan çıkmaya çalışırken ekip gelir. Ama Beth'in gözü pektir. Burdan kurtulmayı başaracaktır..

1408

Mike Enslin (John Cusack) otel otel dolaşıp en perilisi ve korkuncu hangisi goren ve bunlarla kitaplar yazan biridir. En son New York'ta 1408 numaralı odasıyla ün salan Dolphin otele gitmeye karar verir. Ama otel müdürü Bay Olin (Samuel L. Jackson) Mike'ın 1408 numaralı odada kalmasını istemez. Şimdiye kadar o odada kalan her müşteri bir şekilde ölmüş, müdür de kurtuluşu odayı mühürletmekte bulmuştur. Otel hizmetleri gereği oda sadece ayda bir kere açılıp temizlenir ve 10 dakikalığına havalandırılır.

Mike her şeye rağmen odada kalmak ister. Zaten her şeyin bir kandırmadan ibaret olduğunu düşünür. Bunları okuyucularıyla paylaşmalıdır..






Sonunda Bay Olin'i ikna eder ve odaya çıkar.

İlk izlenim çok sadedir. Bu odanın gizemli olduğuna inanmak zordur. Mike odaları dolaşırken birden müzik çalmaya başlar ven böylece oda kendini gösterir. Mike'ın karşılaşacağı çok şey vardır daha.. Bu odada ölen insanlardan bazıları, daha önce ölen kızı, Mike'ı öldürmeye çalışan biri..

Mike artık odadan çıkması gerektiğini düşünür ve telefona sarılır. Ama telefondaki kadın ona odadan çıkamayacağını söyler. Kapılar açılmamaktadır. Pencereden çıkıp en yakın odaya girme düşüncesiyse bulunduğu katta tek oda olduğunu farketmesiyle altüst olur.. Bu odadan çıkış yoktur..

28 Eylül 2007 Cuma

Evan Almighty

Evan Baxter (Steve Carell) haber sunuculuğundan senatörlüğe yeni terfi etmiştir. İlk gün önüne bir sürü dosya konur ve bunları imzalaması istenir. Ekip arkadaşlarıyla birlikte işe girişirler ve Evan dosyaları eve götürür.

Terfisiyle birlikte ev de değiştirmişler ve kocaman büyük bir eve taşınmışlardır. Bir gün evin önüne bir paket gelir. İçindekilere anlam veremez ve paketi bahçede bırakırlar.

Birkaç gün sonra koca bir paket daha gelir. Bu pakette sarı ağaçtan yapılmış tahtalar vardır. Evan bu işe bir anlam veremese de paketlerin ardı kesilmez.

Paketlerin nerden geldiğini anlamaya çalışırken birden Tanrı belirir. Tabi o zamanlar Evan O'nun Tanrı olduğunu bilmez ve inanmaz. Tanrı'yla (Morgan Freeman) bir anda orda burda oluverince anlar ve araştırmaya başlar. Tanrı onun bir gemi inşa etmesini ve türleri tufandan kurtarmasını ister.

Bu arada senatör olarak katılması gereken işler de vardır ama tipi ilk günküne göre baya değişmiştir. Uzaması kesilmeyen ve traş olduğu anda tekrar çıkıveren sakalı ve bıyığı vardır. Saçları da cabası. Olaylardan haberi olmayan eşi Laura (Lauren Graham) Evan'ın bu yeni halini şaşkınlık içinde seyreder. Evan naparsa yapsın sakallarından, saçından ve Tanrı'nın giymesini istediği eski model kıyafetten kurtulamaz.

Her türden ikişer hayvan da Evan'ı takip etmeye başlamış ve hayatı onun için daha da zorlaştırmıştır.

Evan sonunda oğullarını da alır ve gemiyi inşa etmeye başlar. Çevredikiler ona gülse de tam da Tanrı'nın Evan'a fısıldadığı gibi 22 Eylül'de yağmur yağmaya başlamıştır. Ancak yağmur çok uzun sürmez. Bunun üzerine gülüşmeler başlasa da aslında tufan denen şeyin yağmurdan değil barajın yıkılmasından olacağı anlaşılır ve başta gülenler şimdi gemiye binmek için yarışa girerler.

Sonunda Evan, ailesi, komşuları ve bölgede yaşayan hayvanlar tufandan kurtulur. Senatoda da işler yoluna girer.